‘Yaşlı Kurultay Başkanı: “Martı Jonathan Livingston”, dedi.
“Martı Soydaşlarının bakışları altında, utanç adına ortaya çık.”
İşte o an, kaynar sular döküldü başından aşağıya. Dizlerinin bağı çözüldü, tüyleri sarktı, kulakları uğuldadı. Utanç adına ortaya çıkmak? Hayır olamaz! Ya Devrim! Anlamıyorlar! Yanılıyorlar… Yanılıyorlar!
“… bağışlanmaz bir sorumsuzlukla” diye diye yankılandı o törensel ses, “Martı Ailesinin geleneğini ve saygınlığını sarsarak…”
Utanç adına ortaya çıkmak, martı toplumundan dışlanmak ve Uzak Kayalar’a tek başına sürgün edilmek anlamına geliyordu.
“…bir gün, Martı Jonathan Livingston, sorumsuzluğun zararını anlayacaksın. Yaşamın sırrına erilemez. Yegâne bilinen, bu dünyaya yemek ve olabildiğince çok yaşamak için geldiğimizdir.”
Bir martının Kurultaya karşı yanıt hakkı kesinlikle yoktu ama Jonathan’ın sesi yükseldi. “Sorumsuzluk mu? Ama kardeşlerim!”diye haykırdı. “Yaşamın anlamını, daha yüce bir amacını bulan ve ona ulaşmaya çabalayan bir martıdan daha sorumlu biri olabilir mi? Binlerce yıldır balık kafaları kovalayıp durduk, ama şimdi bir yaşama nedenimiz var öğrenmek, keşfetmek, özgür olmak! Bana bir şans tanıyın, size buluşlarımı gösterme fırsatı verin…”
Sürü, taş kesilmişti sanki.
“Kardeşlik öldü” diye haykırdılar hep bir ağızdan ve hep birlikte ona sırtlarını dönüp kulaklarını tıkadılar.’
‘Martı Jonathan Livingston’ – RICHARD BACH
Fotoğraflar : Russel Munson , Çeviri : Kader Ay Demireğen , EPSİLON Yayınları, 2011, 96 Sayfa..